Devir

Burdur’un Hasanpaşa köyünde uzun yıllardır devam eden geleneksel bir "çoban yarışması" düzenlenmektedir. Bu yarışmada, köyün çobanları sürüleriyle birlikte su birikintisine girerek, koyunlarıyla durmaksızın suyu geçmeye çalışırlar. En hızlı ve kesintisiz geçen çoban, yarışmanın galibi olur. Son sekiz yıldır bu unvanı kimseye kaptırmayan Takmaz adlı çoban, köyde adından söz ettirmektedir. Ayrıca, köyde koyunların kırmızıya boyanması geleneği de yaşatılmaktadır. Çobanlar, çevrede bulunan kırmızı renkli kayaları toplayıp ezerek, elekten geçirerek doğal toz boya elde ederler. Ancak, köyün doğal yapısı yakınlarda açılan bir maden ocağı yüzünden tehdit altına girmiştir. Maden ocağı nedeniyle bir sonraki yıl boya için gerekli kırmızı taş bulunamaz. Bu zorlu koşullarda, çoban Ali köylülere yardım etmek için şehirden kırmızı toz boya getirmiş ve çobanlara dağıtarak koyunların boyanmasını sağlamıştır. Ne var ki, Ali yarışmada istediği başarıyı elde edemeyince tüm umutlarını yitirir ve çobanlığı bırakarak madene şoför olarak çalışmaya başlar.